İstanbul’da Mattia Ahmet Minguzzi Davasında Dört Sanık “Suça Sürüklenen Çocuk” Olarak Yargılanıyor
Ocak 2025’te İstanbul’un Kadıköy ilçesinde şiddetli bir şekilde öldürülen Mattia Ahmet Minguzzi’nin davası devam ederken, dört sanık “suça sürüklenen çocuk” olarak nitelendiriliyor. Bu sebeple, şüpheliler, en yüksek ceza olan 24 yıl ile karşı karşıya bırakılıyor. Minguzzi’nin annesi Yasemin Minguzzi, şüphelilerin indirimsiz 24 yıl hapis cezası almasını talep ederek infaz yasasının değiştirilmesi için oturma eylemi başlattı. Toplumun bir kesimi, geçmişte yaşanan cinayetlere atıfta bulunarak destek verirken diğer bir kısım ise “intikam isteğine ortak olmayacağız” diyerek tepki gösterdi.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Kardelen Ateşci’nin “Suça sürüklenen çocuk mağdurdur” sözleri sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Vatandaşlar, birini öldürmenin mağduriyetle ilişkili olmadığını savunurken CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da konuya dahil oldu.
Tanal, “‘Çocuk hakları evrenseldir, linç kültürü suçtur. ‘Suça sürüklenen çocuk mağdurdur’ demek; cehalete değil, adalete hizmettir. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanımız Av. Kardelen Ateşci’nin yanındayız” ifadelerini kullandı ancak daha sonra bu tweeti sildi.
Daha sonra Tanal, TBMM’ye “15 yaşını doldurmuş çocukların ağır suçlar işlemesi durumunda ceza indirimi uygulanmamasını ve ‘suça sürüklenen çocuk’ tanımının bu suçlar için istisnaya tabi tutulmasını öngören bir kanun teklifi sundu.
KİM NE DEDİ
Ailenin avukatı Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir, sosyal medyadaki tartışmaya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘suça sürüklenen çocuk’ kavramının aslında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlandığını belirterek bu durumun hem hukuken hem de vicdanen kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Epözdemir ayrıca, çocukların yargılanmasında bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini belirterek, “Çocuk yargılamasında çocuğa kelepçe takılmaması, zorunlu müdafi görevlendirilmesi gibi konularda iyileştirmeler yapılması gerektiğini ve ceza hukukunun suçun nedenine odaklanmadığını” vurguladı.
Epözdemir, ayrıca yaş küçüklüğünün ceza sorumluluğunu azaltan veya ortadan kaldıran bir neden olarak ele alınması gerektiğini savundu ve yaş itibariyle çocuk olan ancak işlediği suçlar nedeniyle yetişkin gibi cezalandırılması gereken durumların olabileceğini belirtti.