Yazar Levnet Uysal +1 Kendine Değer Katabilmek kitabını okumaynlar için anlattı. Özellikle gençlerin okumasında tembihlerde bulunan Uysal, hem kitabını hem de başarıya giden yolu anlattı.
Yeni kitabınız +1 Kendine Değer Katabilmek’te herkesin kendisini bir alanda mükemmelliğeulaştıracak bir genetik yapısının mutlaka olduğunu söylüyorsunuz. Öncelikle buradanbaşlamak istiyoruz, bunu keşfedip başarıya ulaşmak için ne yapabiliriz?
“Yeteneksiz, başarısız insan yoktur. Sadece potansiyelini keşfedememiş ve bu potansiyeli nasılyöneteceğini çözememiş insan vardır. Potansiyelini keşfedip bunun üzerine giden her insan sonuçta hayatına artı bir katarak başarıya ulaşır. Potansiyelimizi keşfetmek için ne yapacağız? Kilit konu burada. Potansiyelimizi keşfetmek için önce kendimizi keşfetmekle başlayacağız. Ben kimim? Nasıl bir karakterim var? Neleri severim, neleri sevmem? Müziğe mi istidadım var, yazarlığa mı, muhasebeye mi, yoksa elektroniğe mi? Önce bunu doğru belirlemek gerekiyor. Bunu belirledikten sonra geriye yapacak tek bir şey kalıyor. “
Çok çalışmanın önemi
“Çalışmak…Bıkmadan, usanmadan, yılmadan çalışmak. Başarısızlıktan korkmadan, pes etmeden o belirlediğimiz yolda yürümek. Yazarlığa yönelmişsek, gerektiğinde yazdığımız onlarca sayfayı bir kalemde yırtıp atacağız, yeni baştan yazacağız. Ünlü futbolcu Gheorghe Hagi için, gençliğinde, takım idmanları sonrasında saatlerce serbest vuruş çalıştığı söylenir. Demek ki dünya futboluna renk katan sol ayağının sırrı bu…”
Siz gençlerle iç içesiniz sürekli ve aslında kitaplarınızda da onlara yol göstermek için tavsiyeler veriyorsunuz tecrübelerinize dayanarak. Önceki kitabınızda 5.0 kavramını vurguluyordunuz,bu kez +1 olmak üzerine görüşlerinizi paylaşıyorsunuz. Peki, ne yapmak gerekir artı bir olmak için?
Başarıya ulaşmak
“Az önce de bahsettiğim gibi artı bir olmak demek, insanın potansiyelini keşfedip üstüne giderek kendine ve hayatına değer katması demektir. Hep kullandığım bir ifade vardır: Ya hepimiz Picasso,Dalí, Tesla, Edison, Einstein, Atatürk, Edgar Allan Poe veya İbni Sina isek ve bunu bilmiyorsak? Bu ifade şu anlama geliyor: Yeteneksiz, başarısız insan yoktur. Sadece potansiyelini keşfedememiş ve bu potansiyeli nasıl yöneteceğini çözememiş insan vardır. Potansiyelini keşfedip bunun üzerine giden heri nsan sonuçta hayatına arttı bir katarak başarıya ulaşır.”
Günümüzde, özellikle de genç yöneticiler ya da girişimciler arasında, sürekli bir başarı beklentisi var, yani en ufak bir başarısızlık dahi kişide büyük bir yıkıma yol açabiliyor. Siz bukonuda ne düşünüyorsunuz?
“Şüphesiz başarıdır, ancak başarı sadece bu kıstaslarla ölçülemez. Ulu Önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü var. Diyor ki; “Ben, bir işte nasıl başarılıolacağımı düşünmem; o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendine yürür. Çok basit gibi görünse de müthiş derinlikli ve hayata bakış anlamında hepimize rehberlik edebilecek bir söz bu. “
Başarı odaklı hareket etmek
“Başarı odaklı hareket etmeyeceğiz. Önce o işin yürütülmesi sürecindeki engelleri öngöreceğiz ve onları ortadan kaldırmak üzerine ilerleyeceğiz. Buda planlı ve sistemli hareket etmekle olur. Ünlü bir söz vardır: Türk gibi başla Alman gibi bitir derler. Biz Türkler, bir işe başlarken büyük bir hevesle, günlük deyişle müthiş bir gazla yola çıkarız. Almanlar ise büyük iş küçük iş demeden disiplinleri ve planlılıkları ile ünlüdür. O zaman gerçek manada başarıy aulaşmak için bu mottoyu düstur edineceğiz.”
Çağımızda insanların çoğunluğunda amaçsızlık olması ciddi şekilde göze çarpıyor. Bunu aşmak için ne yapmalı?
Yaşamın amacı
“Yaşam amacımızı nasıl buluruz?Dönüp dolaşıp aynı yere geliyor gibi olacağız ama yine potansiyelini keşfedip üzerine gitme konusu üzerinden açıklayabiliriz bunu. Immanuel Kant’a göre her bir insanın hayatta bir fonksiyonu vardır vebu, onun en iyi yapabildiği iştir. Bugün dünyada bahsettiğiniz amaçsızlık tam da buradan
kaynaklanıyor. “
Kendi yeteneğini keşfetmek
“Zira etrafımız, örneğin bir plazada beyaz yakalı olarak çalışan müthiş müzisyenler, yada öğretmen olmuş büyük araştırmacı gazeteciler, ya da yazılımla uğraşan son yılların en büyük şairleri ile dolu. Bu örnek verdiğimiz insanlar zamanında kendilerini ve potansiyellerini keşfedebilmiş olsalardı bugün belki de çağımızın Bach’ları, Uğur Mumcu’ları, Nazım Hikmet’leri olmuş olacaklardı. Dolayısıyla yaşama amacımızı bulmak için de kendimizi ve potansiyelimizi keşfetmek ve bu potansiyel üzerinden bıkmadan usanmadan çalışmak durumundayız.”